31 Ağustos 2008 Pazar

Star Wars The Clone Warss

Bu bir animasyon filmidir… Her şeyin ötesinde bunu belirtmekten büyük keyif duyuyorum, çünkü bir çok bu tarz filmin daha yapılmasını isteyenlerdenim. Bunun boku çıkarılmış bir modadan farklı, sıradışı bir akım olduğunu düşünüyorum.

Star Wars bana kalırsa tarihin en iyi serisidir. İki üçleme de birbirinden güzel, olay örgüsü bakımından eşsiz ve izlenmeye değerdir. George Lucas, Star Wars’ı endüstrileştirme döneminin son ürününü dünyanın Tim Burton gibi dehalar sayesinde yükselen Animasyon Trend’ine katılarak veriyor. Star Wars Klon Savaşları bir Jedi’larla Sith’lerin mücadelesinin küçücük bir kısmını harika efektlerle ele almış süper bir film.

Her şeyin ötesinde Türk izleyicisi Obi Wan Kenobi’yi filmlerdeki orjinal sesinden dinleyecekler. Obi Wan ve Anakin’le Anakin’in yeni padavan’ı Asokha da izleyiciyi mest edecek gibi duruyor. Jedi’larda artan kibirin Asokha’ya yansıması da bu filmin göze çarpanlarından. Grafik olarak bekleneni veren Star Wars The Clone Wars her şeyin ötesinde eğlencelik bir filme göre çok iyi.

Biraz daha Star Wars öyküsü istiyorum diyenler için ideal bir film olmuş bu. Zaman seçimi doğru mudur yanlış mıdır vizyon için bilinmez ama en kısa zamanda Klon Savaşları’na gidip zekanın en iyi biçimde kullanıldığı içine bir sürü hinliğin de eklendiği bu filmi izlemek lazım

29 Ağustos 2008 Cuma

türk e-dergi eylül 2008!!!


40. sayıda editörlüğünü üstlendiğim türk e-dergi 5 eylül 2008 tarihinde
türk e-dergi.com adresinde.

Şimdilik içeriğe katkıda bulunanlar:

Mehmet Egemen Özkan
Alparslan Zengin
Sarphan Uzunoğlu
Mehmet Eren Acararıcın
Tuygun Semerci
Utku Gürakar
Damla Şenol
Çağatay Özbek
Öncel Dilbaz
Beysim Öztürk
Onur Çağırıcı
Deniz Terzioğlu

Barack Obama: Başka Bir Sam Amca Mümkün Mü?


29 Ağustos 2008 Türkiye Sınırları içinde büyük bir değişim yoktu. Neoliberal hükümet politikalarını değiştirmedi. Zengini daha zengin muhafazakarı radikal yapan sistemimiz de bir değişime uğramadı. Günden güne nedeni din değil çıkar olarak kapanan insan sayısı azalmadı. CHP ve Deniz Baykal ne yazık ki hala var; oysa bugün beklenmeyen bir umut çıkageldi.

Amerika’yı bilirsiniz: ABD yani Amerika Birleşik Devletleri. Elbette ben anti-masoncu veya benzeri söylemlerle kafa şişirmeyeceğim. Hayatımda belki de ilk kez Amerika için seviniyorum bugün. Çünkü dünyanın kaderini değiştirmesinin mümkün olduğunu düşündüğüm bir adam konuştu bugün 84000 insanın karşısında: Barack Obama.

Belki de O’nu ilerde O’nu üzerinden değerlendireceğimiz konuşmasından alıntılarla değerlendirmek en doğrusu.

“Ekonomimiz, güvenliğimiz ve dünyamızın geleceği için başkan olarak kesin bir hedef koyuyorum : Önümüzdeki 10 yıl içerisinde, Orta Doğu’dan gelen petrole olan bağımlılığımız sona erecek. Orta sınıfın vergi yükü %95 azaltılacak.”

1980′den bu yana ABD politikalarının Amerikan Ekonomisi’nin açgözlülüğüne göre yönetildiğini görüyoruz. Baba ve oğul Bush döneminde en kanlı hale gelen bu politikalar birer kan politikasıydı. Bu 30 yıllık petrol bağımlılığının 26 yılında McCain’in yönetici kadroda olduğunun üstüne basıyor Obama. Peki McCain’e karşı böyle bir tez oluşturan Obama Irak hakkında ne düşünüyor. Obama kongre üyesiyken de savaşa en çok karşı çıkan ve red oyu verenlerden biriydi. Bush’un yaptıklarının %90′ı doğrudur diyen yeni cumhuriyetçi başkan adayına karşı şansı zaten bu konuda oldukça artıyor. Çünkü Amerika’da sav,aş karşıtlığı ve evsizlerin, fakirlerin sayısı inanılmayacak derecede artıyor. Bush yönetimine göre orta sınıf yıllık 5.000.000 $’ın altında geliri olan insanlardan oluşuyordu. Bu insanların vergileri %95 indirilecekse ben buna mucize derim… Bizde sadece “Haydar Baş”‘ın dillendirebileceği bu çılgınlık Obama ile hayal değil. Çünkü Obama gerçekten planları olan bir adam. Web sitesine girdiğinizde dünya üzerindeki tüm konular hakkında görüşleri ekibince ve stratejistlerince açıkça ortaya konmuş.

“Irak’la El Kaide Operasyonu’nun en ufak bir bağı yok. ABD vatandaşlarını o ölüm kuyusuna yollamak bir çılgınlıktı. Acaba bu karara onay verenlerin hiçbiri evlatlarını ölümün kucağına giderken ya da tabutlarıyla dönerken izlemek zorunda kaldılar mı?”

“Her geçen gün daha az para için daha çok çalışıyorsunuz, her geçen gün daha fazla bir kısmınız kendi evlerini satmak zorunda kalıyor, arabalarınıza binmek için benzine daha çok ödeyemiyor, kredi kardı borçlarıyla boğuşuyorsunuz. Bush’un politikalarını onaylayan ve arkasında duran biri var olan sistemi ne kadar değişebilir. Bush’un sistemini %90 uygulayacağını söyleyen bir adama değişen ve büyüyen bir Amerika yaratması için oy verilir mi? Değişim için %10 yeterli mi? Dick Cheeney ve Bush’a üçüncü kez Amerika’yı emanet etmenizi isteyecekler. Edecek misiniz”

Küresel ekonomik krizin boyutları zaten ortada olduğu dönemde sorulan bu soru tarihi bir sorudur. Amerika’yı değişime davet ediyor Obama…

Belki de başka bir dünya gerçekten mümkündür..

15 Ağustos 2008 Cuma

Status Quo: Nihat Genç


Nihat gencSTATIKO NEDIR YA HALKI UYUTUYORLAR!!!
Yükleyen irfan3334


Aydın Doğan ve Fethullah'ın memesini emmek üstüne..

13 Ağustos 2008 Çarşamba

Cindy Sheenan: Savaş Karşıtı Anne



Cindy Sheehan

Biz O'nun mücadelesinin tanıklarıyız...

Oğlu Irak'ta Mr. President'ın intihar politikası yüzünden öldüğünde bu ölümün olmaması için dua edenlerden sadece biriydi...

Oğlunu yitirmesinin ardından Bush'un çiftliğinin yanında kamp kurdu. O'nu her daim protesto etti. Cumhuriyetçilerin ırkçı ve saldırgan BOP projesinin bir parçası olmaktan hoşlanmıyordu.

Şimdi ise ABD'de kongreye girmeye çalışacak...

Savaşın kadınlar sayesinde biteceği Aristofanes'in tezinin ötesindedir belki de...

12 Ağustos 2008 Salı

Taraf : Edì Bese Pkk

http://img49.imageshack.us/img49/9470/tarafvd5.jpg

Yorumlamakta güçlük çekiyor bazen insan. Bir yanda Kürt Sempatizanlığı’nın şahını icra eden Taraf, bir yanda attıkları manşet.

Manşet Akıl dolu… Edì Bese PKK.. Yasaklanmış Edì Bese (Yeter Artık) sloganını sahibine karşı kullanıyorlar.

Buradaki gazetecilik zekasına hayran kaldım; ancak savaşta ölen herkese insan diyen ve TSK mensuplarıyla PKK mensuplarını bir tutan Taraf’ın ne kadar taraflı (!) olduğu açık.

Biz onların dilinden konuşuruz. Her hafta bir DTP röportajı yayınlarız ve onları kucaklarız anlayışını seviyorum Taraf’ın; ama ONLAR’ın onaylamadığı bir savaşın faillerini savunmaları ne etik ne de mantıklı…

11 Ağustos 2008 Pazartesi

Gençliğe Bulaşanların Hazin Sonu ve Adibeah

EDİBE SÖZEN GÜNDEME BOMBA GİBİ DÜŞTÜ. BİR FEEDBACK YAPAYIM DEDİM.

Bakalım neler istemiş bizden!

- Velinin eşlik etmesi haricinde, 18 yaşını doldurmamış çocuk ve gençler otellere, 16 yaşını doldurmamış çocuk ve gençler saat 22.00 - 05.00 arasında lokanta ve restoranlara giremeyecek.

- Kamuya açık diskolar, müzikholler, tavernalar ve saz evlerinde, veli eşlik etmeksizin 18 yaşını doldurmamış çocuk ve gençlerin bulunmasına izin verilmeyecek. Velisiyle gelen de en geç saat 24.00’e kadar kalabilecek. Uymayan işletmelerin sahip ve mesul müdürlerine, bir yıla kadar hapis cezası verilecek.

- Kamuya açık bir etkinlikte ya da ticari bir işletmede (Sergi, Tiyatro, Sinema vs) çocuk ve gençlerin bedensel, zihinsel ve ruhsal sağlıkları için bir tehlikenin söz konusu olması halinde, yetkili makam, tehlike ortadan kaldırılıncaya kadar katılımı yasaklayabilecek. Yasağa uymayan işletmelerin sahip ve mesul müdürlerine, bir yıla kadar hapis cezası verilecek. Gencin söz konusu yeri terk etmesine hükmedebilecek ya da ebeveynlerine teslim edebilecek.

- Çocukların ve gençlerin sağlıklı ruhsal ve fiziksel gelişimleri için, gazete ve dergilerin şiddet ve cinsellik içeren yayınlar yapmaları yasaklanacak. Yasağa uymayan yayın kuruluşlarına 6 aylık cirolarından az olmamak üzere para cezası uygulanacak ve mesul müdürleri hakkında bir yıla kadar hapis cezası verilecek. Yasağa uymamanın süreklilik arz ettiği hallerde, bu yayın kuruluşlarının yayın izinleri iptal edilecek.

- Pornografik yayın yapan dergilerin, kapalı kırmızı poşette, ağızları dikişli olarak satılmaları zorunlu olacak. Bayiler bunları satarken, tüketicinin TC kimlik numarası ve imzasını alacak, bu numaraları her ayın sonunu takip eden ilk hafta içinde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne yazılı beyanla verecek. Pornografik içerikli DVD, VCD, video gibi görüntü taşıyıcıların üretilmesi, ithalatı, ihracatı ve iç piyasada satılması izne bağlı olacak. Bu sektörde faaliyet gösteren işletmeler, satış yaptıkları noktaları ve bayi listelerini içeren noter onaylı özel bir defter tutacak. Pornografik içerikli görüntü materyallerini satan işletmeler de, sattıkları materyallerin karşılığında tüketicinin TC kimlik numarası ve imzasını alacak, aynı şekilde Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne yazılı olarak verecek.

- Devlet, gençlerin sağlıklı ve dengeli gelişimi için, her seviyedeki okulda, her dine mensup öğrenciler için ibadethane alanı kurmakla yükümlü olacak. Bu sorumluluk, özel okullar ve vakıf üniversitelerinde, işletme sahibi / mütevelli heyetlerine verilecek.

- İnternet kafe ve internet bağlantı hizmeti veren her tür işletmeye 18 yaşından küçüklerin girmesi yasaklanacak. Yasağa uymayan işletmelerin sahip ve yöneticileri hakkında bir yıla kadar hapis cezası uygulanacak.

BENce:

Buradan ders çıkarması gereken %47′lik kesim demeyeceğim.

Aşırı laik(çi) - Perihan Mağden’den arak terimdir - bir sistem aşığı değilim; ancak bu laiklikle bağdaşmayan laik sistem bile gençlerin din vicdan hürriyetlerine daha bağlı ve hatta bunun üstüne şekillenmiş bir sistemdir.

Edibe hanım bu blog’u okumak zorunda değil, sen oku ben bağırayım diye yazdım zaten.


Şimdi demokratikleşme paketi gündemde!

AB ne oldu sahi?

Ver Kimliği Al Pornoyu, Fişlenmesi Beleş

http://www.ensonhaber.com/images/news/110081.jpg

Çok muhterem e-okurlar. Derin keder içinde yazıyorum bu yazıyı. Elimde kırmızı torbam yok henüz; ama olabilir. Porno dergi tüketicilerinden değilim, olasım da yok; ama olası olanları savunmamak neden?

Hala internetin nimetlerinden yararlanamayıp youporn’a giremeyen dns özürlüleri için bu mücadeleye destek veriyorum.

Çünkü bu ülke madem aşırı islam’ı tehdit olarak görmüyor, ezan’dan rahatsız olanları da, eşcinsellleri de bağrına basmalı. Bu ülke şeriat gelince fişlenmişleri cezalandırmak için böyle bağnaz bir iğrençliğe başvurmamalı.

Bir yorum okudum Ekşi’de:

Türk kadınının kafasına bez geçirdik, sıra erkeklerin kafasına geçirilecek torbada…

Tekrar hoş geldin (!) AK Partisi… Çok aydın yazarlar bakalım seni bu sefer nasıl savunacak!!

3 Ağustos 2008 Pazar

Gözündeki Mutluluğu Okuyabiliyorum


Çok sevgili Başbakanınızın gözlerindeki o sonsuz mutluluğu okur gibi oldum ve bu mutluluğu sonsuzluğa bağışladım dikizlediğiniz üzere.

2 Ağustos 2008 Cumartesi

Cellatına Aşık Olan Cumhurun Memleketi


Cellatına aşık olan bir ülkeyiz biz. Elbette kahramanlarımız olmuştur. Onlar'a bağlanmış Onlar'ı sevmiş, bazılarının yolundan gitmiş olanlarımız vardır. Peki her kahraman sahiden kahraman mıdır? Yoksa kahramanlık kavramı bir belediye otobüsünün ağustostaki ter kokusu kadar rahatsız edici mi oluyor bu günlerde?

Eli silahlı adamları severiz örneğin. Beyaz bereli çocuk örneğin: O.S. yani... Geçen zaman O'nu Ogün Samast yapalı çok oldu zaten, 2 harfle anılamayacak kadar büyük bir insanlık suçu işledi ve bir insanın, yaşamaya çok bağlı olan bir insanın en temel hakkı olan YAŞAMA hakkını aldı elinden. Bizse O'na Türk bayrağı önünde o gururlu pozları verdirdik. Görüldüğü yerde kuduz it gibi vurulması gerekmezdi elbette; ama kuduz bir itten tek farkı bizim insan olmamız olmalıydı, itle İT oğlu İT olmak gereksizdi. Bugün alperenler, ülkücüler Alparslan Arslan'ı, Ogün Samast'ı, Erhan Tuncel'i yüceltirken "Hepimiz Ermeniyiz, Hepimiz Hrant'ız" diyen kitleleri susturmaya çalışıyorlar. Oysa Almanya'da neo-nazi saldırısı üstüne "Hepimiz Türk'üz" diyebilen almanları nedense bilmiyorlar prime time'e malzeme bol mankenli ve bol ekonomik çıkar gözeten haberler yüzünden.

Bir de taşaklı celladımız var. Kendisi K.E. Genç kızlara tecavüz ettirmek, cinsel organlarına su sıktırmak, yaş büyütüp cinayet işlemek gibi bufalolukları olan bu şahsı tanımamak mümkün değil. Kendisi muhtemelen işkencedeki çıplak bedenlerinden ilham aldığı kadınları çizerek para kazanıyor şu günlerde Üçkuyular'daki lüks evinde!

Adamlar işlerini iyi yapıyor deyip ak-yolsuzlukları görmezden gelen halkı, başka kime vereceğim deyip senelerdir Baykal'a oy atan sözde sosyal demokratları saymıyorum. Onlar cellatlarının mütecavüz olduğu zavallı zihinler idamı bekleyen..

Siz siz olun kimin sizi sevdiğiyle kimin sizi fena halde sevdiğini ayırt etmeyi öğrenin. Bakarsınız hiçbirimiz insan değiliz hepimiz ayıyız kişilerince vurulabilir, darbecilerce hülleyle yargılanırsınız.

sarphanuzunoğlu

Dünya'nın Kalbi Durmasın

Dün Antalya , Manavgat, Kıbrıs; bugün Olympos, Londra… Ateş her yanımızı sarıyor. Birileri terörden bahsediyor, kimyasal silahlardan patlayan silahlardan. Ani gelen ölümden bahsediyor birileri.

Birileri hala çelik tankların bizi doğanın zulmünden koruyabileceğini sanıyor. Yatırımlar onlara yapılıyor, insan öldüren o demir çubuklara…

Yok başka bir cehennem! Yaşıyorsunuz işte…

Deniz Baykal Üzerine Bir Çalışma...


Dün gece yatmadan önce O’nu düşündüm.

O’nun hakkında söylenenler geldi aklıma

Bakışı, edası, işvesi, nazı

ve nasyonal sosyalist olduğu 2007 yazı…

Ben Seni İzledim

bir damla su serpsem
cız edermi kor gözlerin ...
sen hep sustun , ben hep izledim ...
ellerini istedi , ellerim...
gözlerindeydi gözlerim...
sen durgundun birazda üzgün belki
sen hep sustun , ben hep izledim...

sen susarken , ben izledim
kelimeler eksikti sanki
özneler kayıp , cümleler devrik
ve kayıp noktalama işaretlerim
tabiki , bu arada
ne sen vazgeçtin suskunluktan , ne de ben seni izlemekten ...
sen çok güzeldin ...
ellerini istedi , ellerim
gözlerindeydi gözlerim
hala durgundun sen , biraz daha üzgün belki
ve hep sustun sen , ben hep seni izledim...

her seferinde bir inkar vardı dilinde ...
üzgün değil , uykusuzum diye...
ama sözlerinden eser yoktu yine ,
o hem neşeli hem gizemli kız sırra kadem basmış
gözlerim onu aradı , aslında karşımdaydı ...
sen durgundun , belki biraz da uykusuz
ellerini istedi , ellerim
aklımdaydı sesin...
sen sustun hep , ben hep seni izledim...

şimdi diz boyu sesssizliğin,
özgürlüğün düşmanı gibi
canımı sıktı , canın sıkkındı ....
yinede durmadan seni izledim ...
sanki yine sevmiştim...
sen ısrarlı suskunluğuna devam ettin ,
çok nadirdi gülüşlerin...
ellerini istedi ellerim
gözlerindeydi gözlerim
sen çok güzeldin ,
sen hep güzeldin...
sen hep sustun , ben hep seni izledim...

 
Elegant de BlogMundi