Güç dayanılmaz bir esarettir aslında. Bu esareti tadanlar her daim köleleşmeye mahkumdurlar. İdeolojilerinin, egolarının köleleri olmaya mahkum insanlar. Buna bir zavallılık deyip geçmek oldukça masum ve safça olacaktır. Sol tarihinde köleleşenlere rastlasa da bu köleleşmeyi reddeden gerçek liderlere de ev sahipliği yapmış bir düşüncedir.
Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün ve sermayenin değil aklın öncülüğünün bu denli önde olduğu bir ideolojiler yumağı daha bulmak zordur. Elbette Sol'un yanlış yorumları Sol'un senelerce sendelemesine yol açmıştır. Solun yanlış seçimleri ve aldanışları da olmuştur ancak özellikle sanat alanındaki Sol'un ve Sol'a gönül verenlerin yaratıcı ve bağımsız tutumları bile Sol'a saygı duymak için yeterli sebeptir.
Vladimir İlyiç Lenin "Özel mülkiyetin olduğu bir toplumda sanatçı pazara göre yapıt üretir, müşterilere ihtiyaç vardır. Bizim devrimimiz sanatçılar üzerindeki bu baskıyı kaldırdı." derken sanki 21. Yüzyıl'ın sponsorlu bol kapitalli tiyatrolarından ve filmlerinden haberdar gibiydi. İşte tüm bunların ışığında SOL bahsedildiği gibi sanatla ilişkisini her ne kadar dönem dönem muhalefete karşı kısıtlamışsa hiçbir şey Ferhan Şensoy'un Şan Tiyatrosu'nu yakmaya çalışanların zavallılığıyla boy ölçüşemez.
Sol'un sanata ve hayata bakışını deşmeye devam edeceğiz.
8 Kasım 2008 Cumartesi
Sanatta Şeytan Sol'un Neresinde?
Etiketler:
ferhan şensoy,
Sanat,
sol
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder