1 Kasım 2008 Cumartesi

Memleket,Mustafa ve Kasım

Bir Kasım daha geldi. Bu ayın bu kadar çok anlamı bir arada içermesi meselesini ne yapacağız dostlar? Kasım... Bir umudun soluşu ve bir mücadelenin başlangıcı gibi. Neler olmuş bu ayda? 70 yıl önce Mustafa Kemal gitmiş. Ölmekle gitmek arasında bir fark vardır. Hala buralarda sevenleriniz bir şeyler yapmanızı bekleyenleriniz varsa siz gitmişsinizdir. Size olan bu şeye "ölmek!" denmesi büyük bir haksızlıktır.

Hakkınızda söylenecek en güzel şey de en kötü şey de "Ölmedi, yüreğimde yaşıyor" olabilir. Hangi yüreklerde ne kadar anlaşılarak yaşadığınız önemlidir. Öldüğümde birkaç kişi beni okumuş olsa bile beni mutlu eder diyemem. Bu insanlar ne almış nerden almış, derim. Kürt ve Ermeni konulu yazılar yazdım şu son dönemde. Onları, halklarını ve haklarını korumak zor bir iş Türkiye'de. Türkiye zor bir ülke. Sınırları olmayan bir dünyaya inansanızda bu ülkedeyseniz bu ülkenin dogmalarına takılmanız bekleniyor.

Oysa bir ülkeyi sevmek o ülkeyi tüm hatalarına rağmen sevmek olmamalı. Ülkeler kadınlar gibi değildir. Hatalarında diretmek yerine onlardan dönmek zorundadırlar. "Dönemeyeceğimiz o kadar çok hata yaptık ki biz" demeyeceğim elbette. En büyük hatayı Kasım'da yaptık biz. Her Kasım'da da yapıyoruz. Bu ayda bir devrimi, yaşaması bile devrim olan adamı üzüyoruz belki de habersizce.

O'nun çağının ilerisindeki fikirleri de (dönemi şartlarında uğrunda can verilesi bugün ise biraz daha modernleştirilmesi gereken) onunla birlikte gömülmüş gibi ağlıyoruz. 60,70,80 ile başlayan yıllar bu ülke için Kemalizm adına yapılanlarla kirletilen dönemler oldu. Oysa kemalizm'den ziyade önemli olan CUMHURİYET'ti her anlamda.

Biz onu muhafaza etmeden çatışarak, savaşarak büyüdük.

Solcusu, sağcısı, liberali doğal olarak var olana şans vermedik ve geri dönüşü olmayan daha doğrusu olması imkansız bir yola girdik. Temeli atanlara saygısızlık ettik. SAĞ'ın yaptığını SOL, SOL'un yaptığını SAĞ yıktı.

Elimizde bunca yıl sonra kala kala "Mustafa" diye masum olduğuna inandığım bir film kaldı. Bu filmi masum olan, Kemalizm'in, Din'in, Chp'nin,AKP'nin varlığından uzakta bir yerde o mahallede izleyin.

Biz birbirimizi kırarken aslında Türkiye denen bu koca yuvanın Aile Reisi'ni kırdık.

Garip, her çocuk biraz yaramazdır bu ülkede; ama kimse üvey evlat değildir. Masaya getirilen ekmekte de ette de herkesin hakkı birdi ve rakıyı her gün babanın çocuklarından herhangi biri getirirdi.

Ne gerek var şimdi en sevilen çocuk olmaya çalışmaya, baba gitmişken ve dönmeyecekken.

Maksat aileyi bir arada tutmak.

Unutmamak lazım.

0 yorum:

 
Elegant de BlogMundi