1 Eylül 2008 Pazartesi

Birol Namoğlu Portresi

Çok uzun zaman oldu O’nu tanıyalı. Hikayeler anlatılıyordu o dönem. Sesini herkesinkinden ayırt edebiliyordum. İçime bu kadar rahat bıçak saplamasına anlam veremiyordum. Her şarkı sözünde bir yaramızı deşmesini haksızlık olarak görüyordum. Kendimizi aradığımız bir dönemdi belki, liseydi. Kulaklarımızdan sesi eksilmesin istedik hep, karışmasın kimseler dedi, o dönem dünyada yazılmış en güzel şarkı olduğunu düşünüyordum karışmasın kimseler’in.

Gripin çok sağlam bir ekipti. Belki de benim en sevdiğim yanı buydu. Biz dostluklarımızda her gün birbirimizi eskitirken, onlar daha da büyüyor daha sıkı duruyorlardı. Hatta BN’nin deyimi ve KT’nin sözleriyle “bak hala burdayız” ekibindendi onlar.

Gün geldi bir hayranlık halini aldı bende… Mail attım, beraber fotoğraf çektirdim.. Yetmediğini gördüm. I wanna be Birol Namoğlu haline gelmişti bir süre sonra. Tüm yazdıklarını takip ediyordum. Sözlükte, kendi sitesinde peşinden gidiyordum ayrıntılarının. Beğendiği şarkıları dinlerken, yaşanmışlıklarının haritasında buldum kendimi.Sonra kendi haritama baktım. Her insanın geçtiği yollardan geçişini, uzun mesafe ilişkisinin yaralarını gördüm yüzünde.

Kendi filmimde kendime biçtiğim rollerin benzerini oynuyordu kendi ömründe.. O da kendi hayatının kahramanıydı aslında, biz ise o filmi onun rızasıyla izleyen sevenleri..

O ne kadar merak ediyorsa Pearl Jam’in solistinin beresinin akıbetini bizim de merak ettiklerimiz var elbette… Tanrı yolunu açık etsin koca yüreği sesine yansıyan adam..

0 yorum:

 
Elegant de BlogMundi